GüncelMakaleler

YORUM | Kritik bir seçim mi, değişim için mücadele mi?

" Korkmadan, bıkmadan inat ve ısrar ile doğru politikaları anlatmalıyız. Az olmak zayıf kalmak bu gerçeği yok saymaz. Gerçek ekilen tohum olmalı ki hasadı büyük olsun"

Yazmakla bitmeyen, acılar ile dolu bir geçmiş ve bunu anlatmakla sayfalara sığmayan bir gelecek bırakanlar arasında tercih ‘kader’ mi?

14 Mayıs 2023.Türkiye ve Kürdistan’da yapılacak olan en kritik Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri ile karşı karşıya.

Deprem enkazı altında can vermiş ve bir o kadarında enkaz altında kimsesizler mezarlığında isimsiz olarak gömülmüş bir halk. Ve bu acılar üzerinde yapılan iktidar kavgası.

Enkazdan kurtulan ve akıbetleri belli olmayan binlerce çocuğun çığlıklarının duyulmadığı ama koltuk kavgaları ile gündemli işkal eden iktidarda yer edinme pazarlığı.

Mafya çetelerinin açıktan ve sansürsüz iktidar ile anılır hale geldiği ve alenen resmi hale getirildiği çıkar ağı, beyhude bir zaman dilimi.

Onlarca yıldır büyük emek ödeyen demokrasi güçlerinin ağır bedeller ödediği mücadele alanlarının yerine sahte demokrasi havarilerinin türediğine şahit oluyoruz. İlke, özgürlük, hayaller güncel anın popüler siyasetine kurban ediliyor. Ya da kısa vadeli siyaset çıkarlarına peşkeş çekiliyor. Devrim kokan, devrimci olan bir çok değer burjuva siyasetin bahçesine nadasa yatırılıyor. Ne yazık ki son kertesine zayıflayan devrimci kuşağın idealleri bu sınır tanımaz reform fırtınasının rüzgarına bırakılıyor.

Hem de bu sloganları kullanarak. Hem de bilinçli ve daha kolay siyaset alanı açmak adına. Evet devrimci çerçevede ele aldığımızda zor süreçler ve buna karşın kitlelerin somut ve net çözümler noktasında beklentileri var. Devrime ve devrimcilere karşı güven ve güç nedeni ile arasına mesafe koymuş. Somut, güncel, demokrasi ve insan hakları talepleri “diktatör” tarafından yok ediliyor. Açlık, yoksulluk ve yaşam koşulları çekilmez bir hal almış.

Bu ve bunun gibi yüzlerce neden bugün yirmi bir yıldır iktidarda olan AKP/MHP iktidarından kurtulmanın somut olanağını arıyor. Bu somut olanak 14 Mayıs seçimleri olarak karşısında duruyor. Kısacası tek hedef diktatörden kurtulma. Bunun dışında ne anlatırsan anlat tali durumda kalıyor. İşte sorunun çözümünde ki zorlukta burada yatıyor.

Bu yön; yazmakla bitmeyen, acılar ile dolu bir geçmiş ve anlatmakla sayfalara sığmayan bir gelecek bırakanlar arasında tercih ‘kader’ mi? Ya da acılar ile dolu bu geçmişi yaratanlar bugün daha iyi bir gelecek sunuyoruz diyenler değil mi? Akşener, Davutoğlu, Karamollaoğlu, Babacan. Hepsi tanıdık ve geçmişin mimarları. Can çekişen rejimin ve canı çıkarılan halkın temelin de bu hale gelmesinin nedeni ve sonuçları bunlar. Kılıçtaroğlu ile cilalanmış ve yeniden kurtarıcı edası ile piyasaya sürülmüş eskiler. Kılıçtaroğlu  ise iktidara gelemeyen ama yüz yıllık devlet partisi CHP nin genel başkanı. Kendisi yeni ama partisi geçmişin katmerli uygulayıcısı.

Komprador Türk burjuvazisinin temsilcisi. Bu anlamıyla halkın biriken öfkesinin manivela olarak kullanılarak devlet erkinin yeniden tahsis edilmesidir. ABD ve AB’nin gözden çıkardığı Erdoğan iktidarı ve yeni dönem politikalarında konumlandıracağı Türkiye’nin yeni ve uygun adayı Kılıçtaroğlu. Yükselen toplumsal öfkenin gazının alınması, dış politikada yumuşatılmış ve yeni dönem emperyalist politikalara uygun sosyal demokrat bir adayın uygun görülmesidir.

Sonuç olarak;

Cumhurbaşkanlığı seçimi ile devletin yeniden dizayn edilmesidir. Siyasal İslam’ın durdurulması ve yeniden iktidar gücünün ‘Kemalist Türk ’komprador burjuvazinin denetimine alınma kavgasıdır. Halkın mevcut Erdoğan rejiminden çektiği zulmün bir manivela olarak kullanılarak iktidar yenilenmesi ve dolaysıyla ‘rejimin’ bekasını içermektedir. Klikler arası faşist çatışma esasen  rejim çatışmasına dönüşmüştür.

Bu anlamıyla Erdoğan rejiminin açık faşist terörüne karşı mevcut Kemalist rejimi etrafında toplanma ve karşı koyma konsepti dayatılmaktadır. Devrimci ve alternatif Komünist güçlerin etki gücünün zayıf ve  az olması bu iki klik arasında bir tercihe mecbur bırakılmasıdır. Özellikle açık faşist ve terör iktidarı olmada deşifre olmuş AKP /MHP kliğinden kurtulmak adına dünün mezar kazıcılarından medet ummak veya çaresizce destek vermeye itilmek bu gerçeği değiştirmiyor.

Parlamento seçimleri ayrı bir tartışma .Ama her alanda kazanılmış demokratik mevzilerin korunması ve ilerletilmesi anlamında demokratik güçlerin ve devrimci bireylerin desteklenmesi, Kürt ulusunun kazanımlarının ve vekillerinin tutuklanmasına inat boşalan yerlerin doldurulmasına destek olmak yanlış değildir.

Kritik bir seçim olmasına karşın sınıflardan bağımsız bir şekilde iktidar kliklerine ve sonrasına aşırı demokrasi umudu biçmek yeni misyonlar yüklemek bizi yeni mecralara sürükler. Halkın beklentilerini iyi okumak ama kuyrukçuluk yapmamak en önemli detaydır.

Korkmadan, bıkmadan inat ve ısrar ile doğru politikaları anlatmalıyız. Az olmak zayıf kalmak bu gerçeği yok saymaz. Gerçek ekilen tohum olmalı ki hasadı büyük olsun.

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu