GüncelMakaleler

YORUM | Konut ve Barınma Hakkı

“Yaşam hakkının olmadığı yerde ölüm ve zulüm var olur. Yıkım ve sürgün olur. Zulmün ve ölümün olağan olduğu bir ülkede özgürlük değil diktatörlük egemendir”

Toplumların ve insanların en temel halklarından biri yaşama hakkıdır. Yaşama hakkının sözde değil somutta-gerçekte bir hak olabilmesi için sağlıklı insanca bir ortamda çalışma, barınma, beslenme, eğitim, sağlık, seyahat, örgütlenme haklarının olması ve bu hakların güvence altına alınması gerekir. Bunlardan bir ya da birkaç hakkın eksik ve yoksun olması durumunda orada yaşam hakkından bahsedilemez. Yaşam hakkının olmadığı yerde ölüm ve zulüm var olur. Yıkım ve sürgün olur. Zulmün ve ölümün olağan olduğu bir ülkede özgürlük değil diktatörlük egemendir.

Ülkemizde yaşam, barınma, sağlık, eğitim ve beslenme hakkından, varlığından bahsetmek mümkün değildir. Bunların yaşamda yeri ve gerçekliği yoktur. Anayasal hak olduğu iddia edilen barınma ve konut hakkı bir aldatmacadan ibarettir. Maraş merkezli büyük felaketle birlikte barınma ve konut hakkının göstermelik bir yalan olmaktan öteye bir işlevi olmadığı görüldü.

Yer üstü ve yer altının toplu insan mezarlığına dönüştüğü ülkemizde barınma ve konut hakkı, ölüm ve zulümle birlikte yaşamak demektir. Rant, rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlığa ait her türlü çirkinliklerin bir devlet politikası olarak uygulandığı ülkemizde komprador burjuvaların ve bir avuç hırsız bürokrat dışında kimsenin barınma ve yaşama hakkı yoktur.

Kapitalist sistemde konut bir metadır

Kapitalist ülkelerde konut bir metadır. Bu metanın satılıp pazarlandığı bir piyasa vardır. Bu piyasada küçük mutlu bir azınlık konut satın alabilirken halkın büyük çoğunluğu kirasını bile ödeyemiyor. Toplumun büyük ezilen emekçi çoğunluğu barınma ve konut hakkından yoksun ve uzak şekilde en kötü ve en zor koşullarda kira da yaşamaya mecbur bırakılmıştır. Emeğini ucuza satarak yaşayan işçi ve emekçiler sağlıklı koşullarda barınma imkanına, insanca yaşayabilecek konuta sahip olamaz. Ölünceye dek en kötü koşullarda en sağlıksız ortamda yaşamak zorunda bırakılır.

Kapitalist sistemde her şey sermayenin azami kâr yasasına uygun işler ve işletilir. Konut ve toprak, kâr elde etmenin önemli aracıdır. Konut, tıpkı işgücü gibi para karşılığında satın alınır. Bu sömürü ve zulüm dünyasında konut sorunun çözümü için ne sunulmaktadır? Para karşılığında satılan meta-konuttan başka bir seçenek ve başka bir olanak sunulmamaktadır. “Paran varsa yaşa! Paran yoksa cehennemin dibine git!” Olan ve yaşanan tam da budur. Kapitalizm sadece konut sorununda değil sağlık, beslenme, eğitim, ulaşım, iletişim gibi en temel sorunlarda işleyen temel kuralı ve mantığı aynıdır. Parası olan yaşar ve faydalanır. Parası olmayan “cehennemi” boylar.

Bugün ülkemizde nüfusun sınırlı sayıda mutlu bir azınlığı dışında geri kalan büyük çoğunluğunun barınma ve konut hakkı elinden alınmıştır. Evsizler, barınamayanlar, mülteciler, kirada zorlukla yaşamak zorunda bırakılan nüfusun büyük çoğunluğu hiçbir hakka ve güvenceye sahip olmadan sefalete mahkum edilmiştir. Bir avuç mutlu azınlık sınıf olan kompradorlar ve bürokratlar dışından ülkenin büyük mutsuz çoğunluğu felaketle, ölüm ve yıkımla, yokluk ve yoksullukla birlikte yaşamak zorunda bıraktırılmıştır. Zenginle fakirin, sefaletle sefahatin olduğu bir ülkede eşitlikten, özgürlükten haktan-hukuktan bahsetmek mümkün değildir.

Kapitalizmde her şey metadır. Her şey alınıp satın alınacak bir metadır. Bir piyasa değeri vardır. Konut, sağlık vb. her şey birer metadır. Pazarda satın alınacak bir karşılığı ve değeri vardır. Bugün bir burjuva-tüccar-tefeci-borsacı tek başına yüzlerce konuta sahip olabilirken bir işçi bodrum katında bile yaşama hakkına sahip olamıyor. Bırakalım bir konut hakkına sahip olmasını en kötü koşullarda bile olsa barınabilme olanağına sahip değildir.

Deprem ve ölüm kader değildir!

Sömürüsüz ve sınıfsız bir dünya yaratma mücadelesinde her şey emeğin ve emekçi halkın olması için çalışılır. Ve bütün bunlar belli bir planlama ve çalışma içinde örgütlenerek gerçekleştirilir. Konut, temiz su, gıda, sağlık, eğitim, seyahat, kültür sanat vb. yaşama ve insana ait olan her şey alınıp satılan bir meta olmaktan çıkarılır. Toplumsal bir güvence altına alınarak uygulanabilir ve kullanılabilir bir somutluğa dönüştürülür. Her şey emeğin özgürce kullanma emrine sunulur.

Sosyalist sistemde toprak ve konut üzerinde her türden özel mülkiyet hakkı ve hukuku ortadan kaldırılır. Halkın ortak mülkiyeti haline getirilir. Sosyalizmde haklar ve özgürlükler eşitlik temelli yasalarda işlevli halde güvence altına alınır. Çalışma, barınma ve beslenme olanakları yaratılır. Bütün planlama ve çalışma, bu hakların gerçekleşmesi için yapılır. Toprak ve konut üzerinde mülkiyet hakkı ortadan kaldırıldığı için kimseye konut ve toprakların mülkiyet hakkı verilmez. Sosyalist devlet öncelikle ve özellikle işçilerin, emekçilerin temel haklarının kullanılması için çalışır, somut planlamaya uygun olarak pratiğe girişir. Konut ve barınma hakkı başta acil olarak çözülmesi gereken bir görev olarak ele alınır. Bunun gerçekleşmesi için azami çaba sarf edilir.

Örneğin Sovyetler Birliği döneminde işçiler, emekçiler için bırakalım toplu konutlar yapmayı barınmaları için bir ayda semtler inşa edilir. İnşa edilen her semtte ve her bölgede kreşler, kültür ve sanat merkezleri, poliklinikler, çocukların ve ailelerin birlikte zaman geçireceği ortak eğlenme alanları yapılır. Evsiz, barksız, güvencesiz insan kalmaz. İlk birkaç yıllık planlama içinde toplu barınma ve konut alanları inşa edilerek barınma ve konut sorunu çözülür.

Her evli çifte insanca yaşayacağı bir daire verilir. Çiftlerin boşanması durumunda kadınların barınma hakkına daha fazla olanak sunulur ve öncelik verilir. Sosyalist sistemde barınma ve konut edinme hakkı bir daha yaşanmamak üzere sorun olmaktan çıkarılır. Alt yapısı sağlam, herkesin rahatlıkla erişebileceği şekilde ulaşım güvenceli hale getirilir. Şehrin tarihi yapısı korunur. Şehirleşme de belli bir plan ve düzen esas alınır. Halkın sağlıklı ve güven içinde yaşamına öncelik verilir. Düşmanın olası bir hava ve kimyasal saldırısına karşı uygun alt yapı hazırlanır.

Sosyalizmde toplu işçi konutları yapımında teknoloji ve planlama o kadar hızlı ve yaygın bir çalışmayla gerçekleştirilir ki kolektif rengi her yerde rahatlıkla görülür. Sadece barınma ve konut sorunu değil bununla birlikte sağlık, eğitim, ulaşım, iletişim, beslenme, çocuklar ve insanlar için ortak yaşam alanları yaratılır. Kültürel ve sanatsal çalışma alanları yaratılır. Tiyatro, sinema, opera kültür merkezleri sayısız kütüphaneler, matbaalar, satranç okulları inşa edilir. Her yaşta insanın parasız bir şekilde ulaşabileceği eğitim görüp, faydalanacağı kültür sanat merkezleri yaratılır. Sanatın ve kültürün kapısı her yaştan ve her cinsten insana açık hale getirilir.

Sosyalizm toplumların vardığı ve yaşadığı en onurlu en özgür toplumsal düzendir. Tüm kötülüklerin temeli olan özel mülkiyetin ayaklar altına alınarak yasalardan silindiği çeşitli renklerde dillerden, milletlerden halkların emeğe dayalı özgür dünyasıdır sosyalizm. Halkların birlikte kardeş sofrasında yaşayıp çalıştığı bölüşüp paylaştığı insanlık bahçesidir. Sermayenin egemen olduğu sistemin yok edilerek özel mülkiyetten kolektif mülkiyete dayalı, bireysel yaşamdan toplumsal düzene mutlaka geçişin adıdır sosyalizm. Sosyalist sistem bir hayal değil gerçekleşmiş ve gerçekleşecek olan sömürüsüz bir dünyanın adıdır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu