H.Merkezi: Silivri Kınalı’da bulunan Kale Kayış fabrikasında bir süre önce örgütlenme çalışmasına başlayan TÜRK-İŞ’e bağlı Petrol-İş Sendikası’na üye işçiler, patron tarafından sendikal örgütlenmeye yönelik uygulanan baskılara karşı direnişe geçti. Fabrikada çalışma tamamen durmuş durumda.
Gazete Fersude’nin haberine göre; sabah saatlerinden itibaren Petrol-İş Sendikası Genel Merkez Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Mustafa Mesut Tekik, Genel Mali Sekreter Turgut Düşova, Trakya Şube başkanı Ercan Yavuz ve Trakya şubeye bağlı işyerlerinin temsilcileri işçilerle birlikte fabrika önünde toplanmaya başladı.
Petrol-İş Sendikası bir süre önce Silivri Kınalı’da bulunan 300 işçinin çalıştığı ve konveyör bant üretimi yapan Kale Kayış fabrikasında örgütlenme çalışmalarına başlamış ve çoğunluğu sağlayarak çalışma bakanlığına başvurmuştu. Petrol-İş’in örgütlendiği fabrikada yetki için yeterli çoğunluğa ulaşılması üzerine işveren, iki öncü işçiyi işten attı ve sendikaya üye olan tüm işçilere de istifa etmeleri için baskıya başladı.
Patronun baskılarına karşı uyarı eylemi yapılmıştı
Petrol-İş Sendikası üyesi işçiler geçtiğimiz Kasım ayında baskılara karşı fabrika önünde kitlesel bir basın açıklaması düzenleyerek baskılara boyun eğmeyeceklerini vurgulamışlardı.
Yaşanan işten atmalar ve işçilerin örgütlenme iradesine saldırılara karşı sendika, fabrika önünde kitlesel bir basın açıklaması düzenlemişti. Patronun uyguladığı baskılar, örgütlenme faaliyetleri ve direniş ilgili Gazete Fersude’ye bilgi veren Petrol-İş Sendikası Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Mustafa Mesut Tekik, 300 İşçinin çalıştığı fabrikada çoğunluğu sağlayarak bakanlığa başvurduklarını belirterek işverenin işçileri sürekli baskıyla tehditle sendikadan istifa ettirmeye çalıştığını belirtti.
‘Mücadelemiz her yerde devam edecek!’
Sermayenin meşru bir hak olan sendikal örgütlenmeye karşı saldırılarına değinen Mustafa Mesut Tekik şunları ifade etti:
“Fabrikada, sendika üyesi olan arkadaşlarımıza sürekli bir yıldırma ve baskı politikası vardı. mücadelemiz hem bu fabrikada hem de diğer her yerde devam edecek, Neden meşru ve yasal bir hak olan sendikal örgütlenme hakkına sermaye bu kadar saldırıyor. Bu bile Türkiye’deki milyonlarca emekçinin bir an önce sendikalı olması gerektiğinin en somut kanıtı. Yani sermaye insanların sendikalı oluşundan bu kadar korkuyorsa bu kadar ürküyorsa, demek ki sermayenin canından çok sevdiği paralarının karından kaybedeceği ve eksileceği endişesiyle, işçi hakları biraz daha artacak diye bu kadar karşı çıkıyorsa demek ki işçi için de çok önemli ve mutlaka olması gereken bir durumdur. Ve bizim buna her yerde öncülük etmemiz gerekiyor”
