EmekGüncel

SÖYLEŞİ | “Madenciler Depremde Ne Yapması Gerektiğini İyi Bilen İşçilerdir!”

"Oradaki insanlar, gönüllüler madencilerin geldiğini duyunca hemen önümüzü açıyordu. Madenci arkadaşlarımız da canla-başla ellerinden geleni yapıyorlar, enkazın yükünü ağırlıklı onlar çekiyorlardı"

6 Şubat günü yaşanan Maraş merkezli 7.7 ve 7.6 ölçeğinde depremin ardından arama kurtarma çalışmaları ilk 3 gün yapılmadı. Bölgeye ulaşamayan(!) devlet internet kısıtlamalarında, yardım malzemelerine el koymada, halkı tehdit etmede ortaya çıktı. İlk andan ise halkın yardımına koşan devrimciler, demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve gönüllüler oldu. Birçok maden işçisi gönüllü de deprem bölgelerine gitti. Bağımsız Maden İşçileri Sendikası’nın çağrısından sonra onlarca madenci Soma’dan yola çıktı.

Hatırlanacağı üzere sendika yaptığı yazılı açıklamada, depremde arama kurtarmanın geniş bir alana yayılması gerektiği ve mevsim koşulları göz önüne alındığında çok hızlı müdahale edilmesinin hayati derecede önemli olduğuna işaret etmiş ve bu çağrı üzerine arama kurtarma konusunda deneyimli onlarca maden işçisi gönüllü olarak katılma talebinde bulunmuştu.

Sendika, çağrı metninde ayrıca “Yüzlerce deneyimli maden işçisinin de katılabileceğini biliyoruz. Buradan TTK, TKİ ve tüm özel sektör maden işletmelerine çağrı yapıyoruz. Arama kurtarmaya katılmak isteyen tüm maden işlerini hak kaybına uğratmayacak şekilde izinli sayın. Yıllık izin hakkından kullandırmayın ve TKK ve TKİ organize ederek göndersin. Bu tür organizasyon yapılmayacaksa sendika olarak biz bu sorumlu üstlenmeye hazır olduğumuzu, gitmek isteyen tüm madencileri deprem bölgelerine göndermeyi AFAD başta olmak üzere kurumlara entegre bir şekilde organizasyon yapabileceğimizi bildiriyoruz” sözleri ile taleplerini sıralamıştı.

Bizler de maden işçilerinin arama-kurtarma çalışmalarındaki rolünü Bağımsız Maden-İş Sendikası Başkanı Gökay Çakır ile konuştuk.

Çakır, “Kendini korumayı ve göçük altındaki insanı kurtarmayı en iyi becerebilecek işçilerdir madenciler” vurgusu yaparak “Gönül isterdi ki, ülkedeki 220 bin madenci deprem bölgesi için seferber olabilseydi. Çünkü madenciler yeraltında çalışan, göçüğün ne olduğunu bilen, depremde ne yapması gerektiğini en iyi bilen işçilerdir” dedi.

– Bir maden işçisi olarak bulunduğunuz deprem bölgesinde yürütülen arama-kurtarma çalışmalarına dair gözlemlerinizi merak ediyoruz. Ayrıca maden işçilerinin bu çalışmalardaki rolü nedir?

– Ben 22 sene madenlerde çalıştım. Ayrıldıktan sonra da sendikada başkanlık görevini yürütmeye başladım. En başta şunu söylemek isterim; gönül isterdi ki, ülkedeki 220 bin madenci deprem bölgesi için seferber olabilseydi. Çünkü madenciler yeraltında çalışan, göçüğün ne olduğunu bilen, depremde ne yapması gerektiğini en iyi bilen işçilerdir. Kendini korumayı ve göçük altındaki insanı kurtarmayı en iyi becerebilecek işçilerdir madenciler… Gerçekten isterdik ki, bütün madenciler orada olsaydı da, üç yüz insanı değil üç yüz bin insanı kurtarsaydı.

Biz bunu daha önce söyledik. Ama önemsemediler, keşke o zaman dikkate alsalardı. Şimdi insanlar madencilerin buradaki çabasını, deneyimini gördükçe bize “haklısınız” diyor ama gerçekten biz bir daha böyle şeyler yaşamak istemiyoruz.

“Orada emeği olmayan AFAD’dı!”

– Gönüllü olarak bulundukları yerlerden bölgeye gelen madenciler yer yer engellemelerle de karşılaştılar. Siz de engellemeyle karşılaştınız mı? Deprem bölgesinde nasıl çalışma yürüttünüz?

– Biz Soma’dan dört otobüs işçi olarak yola çıktık. Kütahya’dan üç, Çorum’dan dört, Ermenek’ten de sekiz otobüs gönderdik. Bizim eksiklerimizi/ihtiyaçlarımızı, sağ olsun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi temin etti. Aynı zamanda itfaiyeci arkadaşlarımızı da yolladılar, ki onların da bu arama-kurtarma çalışmalarında çok emeği var. Emeği olmayan AFAD’dı. Biz orada çalışan bir AFAD görmedik. Şimdiye kadar onlara boşuna ödeme yapmışız, bedavaya yaşamışlar. Çalışmadıkları gibi bizim çalışmalarımıza da engel oluyorlardı. Orada askeri de, itfaiyecisi de madenciye saygı duymuştur ama AFAD öyle değildi.

Oradaki insanlar, gönüllüler madencilerin geldiğini duyunca hemen önümüzü açıyordu. Madenci arkadaşlarımız da canla-başla ellerinden geleni yapıyorlar, enkazın yükünü ağırlıklı onlar çekiyorlardı.

Buradan bir kez daha tüm maden işçisi arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Elbette bir daha böyle bir felaket yaşamak istemiyoruz. Ancak eğer böyle bir durumla karşılaşırsak, kapısını çalacağımız madenciler olmalı diye düşünüyorum.

“İşçiler olarak, madenciler olarak bilinçlenmemiz lazım!”

– AFAD’ın deneyimsiz, hazırlıksız olduğunu acı bir şekilde gördük. Elbette katliama dönüşmüş bir deprem daha yaşamak istemeyiz ancak deprem ülkesi olduğumuz da bir gerçek. AFAD’a nasıl bir çağrıda bulunmak gerekir sizce?

– Elbette bizim AFAD’cılardan, onların da bizden öğreneceği şeyler vardır. Bir madenci bir kum tanesi ya da bir parça odun ile enkaz altından birini nasıl kurtaracağını iyi bilir. Bunu birbirimize öğretmemiz lazım. Bu konuda hepimizin, herkesin bilinçlenmesi lazım. İtfaiyecinin de, AFAD’ın da, askerin de bilmesi lazım. Özellikle AFAD, itfaiyeci ve madenciler olarak böylesi zamanlarda birbirimizle istişare halinde olmamız gerekiyor. Eğer üçümüz birlik olursak üç can kurtarırız ama her birimiz tek olursak bu bilgilerimizle tek kişi kurtarırız.

Biz 1999’da da on binlerce insanımızı kaybettik. Aradan 20 yıl geçti, başka bir depremle karşılaştık. Gördük ki, yine ders almamışız. Oysa bu yaşadıklarımızdan öğrenmemiz lazım. İşçiler olarak, madenciler olarak eğitim almamız, bilinçlenmemiz lazım.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu