EmekGüncel

SÖYLEŞİ | “İşçi Sınıfı Birlik ve Beraberlik İçerisinde Olmalı!”

"İşçi sınıfından şu an da grevde olan arkadaşlar olarak, 170 işçi olarak destek bekliyoruz. Bizim yanımızda olsunlar ki, iki gün sonra onların da girecekleri sözleşmelerde biz onların yanında olacağız sonuna kadar"

Türk-İş’e bağlı Selüloz-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu, Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde kurulu Kartonsan fabrikasında yaklaşık 6 ay süren toplu sözleşme görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine 170 işçi, 22 Aralık 2022 tarihinde greve çıkmıştı. Grev, bir aya yaklaşmak üzere devam ediyor. Fabrika işçisi ve sendika işyeri temsilcisi Ahmet Uysal ile bir röportaj yaptık.

Uysal, grevin “panayır” coşkusuyla devam ettiğini belirterek patronun görüşme talebine açık olduklarını belirtti ve fabrikada 20 yıldır grev yapılmadığını vurgulayarak işçi sınıfına dayanışma ve birlik içinde olma çağrısı yaptı.

– Toplu iş sözleşmesi sürecindeki uyuşmazlık nedeniyle grev kararı alındı ve bir aya yaklaşan grev süreciniz, direnişiniz var. Bu süreci kısaca değerlendirir misiniz?

– Biz 22 Aralık’a kadar 6 ay boyunca işverene Toplu İş Sözleşmesini farklı zamanlarda beş kere müzakere ettik, masada biraraya geldik. Bu toplantılar neticesinde saat ücretlerinde istediğimiz zam ve sosyal haklarımız noktasındaki taleplerimiz noktasında işverenle anlaşamadık. Ve bunun sonucunda 21 Aralık’ta karar aldık, 22 Aralık itibarıyla da grevimizi başlattık.

Bugün grevimizin 23’cü günü. Biliyorsunuz bizden önce İzmit’te Bekaert grevi gerçekleştirdi. Biz oradaki grevi yakından takip ettik, birkaç defa ziyaretlerine gittik.

Bizim şu an grev alanındaki direnişimiz adeta panayır havasında geçiyor, çok coşkulu şekilde devam ediyoruz. Her gün en az 70-80 arkadaşımızla grev alanındayız. İnsanların morali yüksek, beklentisi yüksek ama işverenle herhangi bir (bu 23 gün içerisinde) irtibat sağlayamadık.

Ben arayan arkadaşlara da söylüyordum; işverenden herhangi bir görüşme talebimiz olmayacak bu saatten sonra. Eğer ki işveren bize yapmış olduğu teklifleri tekrar görüşmek isterse biz buradayız, bir telefon kadar yakınız. Ararlar gideriz görüşürüz, konuşuruz.

Onun haricinde kamuoyunun, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, buradan geçen sade vatandaşların bize çok büyük bir desteği var diyebilirim.

 

“İşçi adına yapılan bir şey yok!”

– Türkiye’de grev yasakları gibi bir gündem var. Bu en son Bekaert ile aşılmış oldu. Bunun dışında işçi sınıfı krizlerle beraber derin bir yoksullaşma ile karşı karşıya. Türkiye’de işçi sınıfının tablosu hakkında ne düşünüyorsunuz?

– 2021 yılı itibariyle kabul edelim ya da etmeyelim, “bazı insanlar” ekonomik sıkıntılar diyor ama bana sorarsanız “derin bir ekonomik kriz” var. Bu ekonomik krizin de çok etkilediği kesim işçi sınıfıdır.

Çünkü biz belli bir saat ücretiyle aylıklı çalışan, bordrolu çalışanlarız. Bu krizden derin etkilendik ve maalesef ki mevcut iktidarın şu ana kadar yapmış olduğu asgari ücretin bir-iki tık üstünde rakamlara çalıştırmaktır.

Yani memlekette çıkan bütün yasalar, yapılan bütün şeyler maalesef ki işveren için, sermaye için yapılıyor. İşçi adına yapılan bir şey yok. İşçilerde bıçak kemiğe dayandı ve bunun bir ateşlemesini ilk olarak Bekaert işçileri yaptı, arkasından bu grev ateşini biz yaktık. Ben inanıyorum ki 2023 yılı içerisinde Türkiye’de daha çok grev göreceğiz.

 

“Sadece emeğimizin karşılığını istiyoruz!”

– Peki devam eden grevinize dair nasıl bir öngörünüz var?

– Dediğim gibi 2023 yılının işçi sınıfının yılı olacağına inanıyorum. Biliyorsunuz 2015’te metal fırtına yaşandı şimdi 2023 yılı itibariyle Birleşik- Metal yaklaşık 2.000 işçisiyle grev kararını aldı. 23 Ocak itibariyle greve çıkacaklar, bu grevlerin arkasının ben geleceği kanaatindeyim. Çünkü işçi sınıfı sıkıntılı bir süreçten geçiyor, mesela bordolu çalışanlar gerçekten sıkıntılı süreçlerden geçiyor.

Bizim işverenin fabrikasına ortak olmak gibi derdimiz yok, biz sadece çoluğumuz, çocuğumuza daha rahat bir hayat geçindirebilmenin mücadelesini veriyoruz, bunun peşindeyiz. Fabrikanın anahtarını istediğimiz yok, sadece vermiş olduğumuz emeğimizin karşılığını almak ve aldığımız parayla çoluğumuzla, çocuğumuzla, ailemizle rahat bir hayat sürdürme peşindeyiz.

Son olarak Türkiye işçi sınıfına, ilerici kamuoyuna nasıl bir çağrı yapmak istersiniz?

– İşçi sınıfından desteğini bekliyoruz. Kocaeli biliyorsunuz ki, bir işçi kenti. Gebze, Dilovası, İzmit, merkez tamamıyla işçi sınıfı kenti diyorlar. İşçi sınıfından şu an da grevde olan arkadaşlar olarak, 170 işçi olarak destek bekliyoruz. Bizim yanımızda olsunlar ki, iki gün sonra onların da girecekleri sözleşmelerde biz onların yanında olacağız sonuna kadar.

Kartonsan’da en son 2002 yılında 83 günlük grev yaşamış bir fabrika. Yaklaşık 20 yıldır hiç grev yüzü görmedi. Ben 2014 yılından beri bu fabrikada temsilcilik görevini yapıyorum, bugüne kadar beş tane sözleşme yaptık, beş sözleşmeyi de bir şekilde arkadaşları memnun edecek rakamlarla beraber bağladık ama geldiğimiz süreçte işverenin bize yapmış olduğu teklif kabul edilir gibi değil.

İşçi arkadaşların beklentilerini karşılayacak teklifler değil. Ben bunun diğer sektörlerde başlayacak olan işçi sözleşmelerinde de aynı şekilde devam edeceğini düşünüyorum. Çünkü Türkiye’de sermaye maalesef ki kendinden başka kimseyi düşünmüyor. Sonuç olarak işçi sınıfının birlik ve beraberlik içerisinde olması benim en büyük temennim.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu