Güncel

SÖYLEŞİ | “Depremin Yaralarını da Kadınlar Saracak!”

Yüzlerce yıl Ermenilere ev sahipliği yapmış ve ayakta kalmış Vakıflı köyündeki depreme ilişkin son durumu Elena Çapar ile konuştuk.

6 Şubat depreminden yara alan yerlerden biri de Vakıflı köyü. Köy, Samandağ ilçesine dört km uzaklıkta bir Ermeni köyü. Yüzlerce yıl Ermenilere ev sahipliği yapmış ve ayakta kalmış tek köyde depremden kaynaklı yaşamını yitiren kimse yok ancak binalarda hasar mevcut.

Depremin hemen ardından özellikle kadınlar organize olarak iki nokta kurmuş ve köy halkının yemek ve barınma sorununu çözmek için adım atmış. Evler az hasarlı olsa da tamir ihtiyacı giderilene kadar halk evlerine giremiyor.

Köydeki son durumu Elena Çapar ile konuştuk.

  •  Deprem anında ve sonrasındaki durumu özetleyebilir misiniz? Neler yaşandı burada?

Depremi ciddi anlamda, çok büyük anlamda yaşadık. Hasarlı binalar var. Yıkık evler az, can kaybımız da yok. Bu anlamda çok şanslıyız.

Biliyorsunuz böyle durumlarda genel anlamda kadınlar daha toparlayıcı olur. Burada da kadınlar olarak biz insanların dağılmamasını sağladık. Evlerimiz ne kadar dağılsa da iki noktada toplanmayı başardık. Bir çay bahçesinde bir de restoran bölümünde toplandık. Bir kısım kadınlar burada yemek yapıp herkese dağıttı. Bir kısım kadın da yukarıda çalıştı.

İhtiyarlarımıza, yaşlılarımıza baktık. Çocuklarımızı ilk günler İstanbul’a gönderdik. Deprem sırasında küçük çocuklarımız vardı, yaşlılar vardı, onlar İstanbul’a yolladık.

Kısacası bu durumdayız. Şimdi elimizden geldiğince buraya gelen ihtiyaçları dağıtmaya çalışıyoruz. Mesela bebek maması, bebek bezleri geldi ama bize lazım değildi; organize ettik ve aşağıya, aşağıdaki komşularımıza gönderdik ya da yardım kuruluşlarına iletip dağıtılmalarını sağladık.

Bence her zaman kurucu olan, toparlayıcı olan annelerdir. Kim ne derse desin kadın eli değen her yer güzelleşir.

  • Kent merkezinde yaşayan Ermenilerin de depremden sonra buraya sığındıkları konuşuluyor…

Evet. Zaten ilk gün herkes yalnız kaldı. Sadece Ermeni cemaati anlamında bakmayalım. Hatay ilk günden bu yana yalnızdı. Sonrasında bir şeyler oldu, evet. Ama ilk gün hepimiz yalnızdık. Devam eden günlerde yardımlar geldi, insanlar bize ulaştı.

Cemaatimize bağlı Antakya’da bir vefatımız oldu. Göçük altında kalan iki tane kızımız oldu. Sosyal medyada da duymuşsunuzdur isimlerini belki: Renita Horoz ve Polyanna Horoz. Kızlarımız enkazdan çıkarıldı.

Ancak babaları, Antuan abi -eşimin kuzeniydi- kırk saat sonra çıkarıldı enkaz altından. Onu kaybettik.

Ama biz ilk başta dediğim gibi cemaat anlamında bakmayacağız yaşananlara. Başka yerlerden gelenler de oldu, burada konakladılar. Çay bahçemizde, restoranda kaldılar.

Ağır yük kadınların omuzlarında!

  • Peki psikolojik olarak sizi nasıl etkiledi deprem ya da sohbet ettiğiniz kadınlara dair bir gözleminiz oldu mu?

Psikolojik olarak bizi çok kötü etkiledi diyebilirim. Çünkü hepimiz anneyiz. Anne olunca her şeyi toparlamaya çalışıyorsunuz. Annelik iç güdüsüyle çocuklarınıza sarılıyorsunuz, ailenize sarılıyorsunuz. Onun için bütün yük annelerin omuzunda, kadınların omuzunda.

Mesela deprem anında ya da hemen sonrasında hiç kimse kendini düşünmedi. Emin olun! Mesela evlerden çıkarken çocuklarımız önce çıksın istedik. Sonra kendimizi düşündük.

  • Yardım çalışmaları devam ediyor. Sizce önümüzdeki dönem kadın ve çocuklar açısından nelere ihtiyaç olabilir, hangi çalışmalara ağırlık verilmeli?

Mesela herkesin bahçesinin, evinin yanında bir tane çadır olmalı. Bu benim düşüncem. Ve biz bugün yapacağız bunu, çocuklarımla karar verdik. Evde bir tane 90 yaşında dedemiz var. Üç oğlum, eşimle beraber yaşıyorum ben. Amacımız yavaş yavaş toparlanmak. Biz toparlanacağız ki etraftaki insanlar da toparlansın. Birimiz çökersek, komple çökeriz.

  • Peki buradan kamuoyuna, kadınlara yönelik bir çağrınız var mı?

Ben hep feministçe konuşurum (gülüyor). Bence kadın eli her zaman güzelleştirir. Gerçekten bence dünyayı kadınlar güzelleştirecek.

  • Depremin yaralarını da kadınlar mı saracak diyorsunuz?

Evet, yüzde yüz eminim. Bakın, mesela bir annesiniz. Çocuklarınıza sahip çıkıyorsunuz, etrafınıza sahip çıkıyorsunuz. Biri hastalanınca siz hastalığınızı unutup ona bakıyorsunuz. Onun için ben bu depremde de kadınların daha güçlü olacağına inanıyorum.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu