“Son zamanlarda büyük artış gösteren ve şiddet eylemlerinde kullanılan bir cihazın varlığından söz edilir oldu. Oldukça ilginç ve farklı ebatlarda olan bu cihaz, yüzlerce ayar ve formattan oluşuyor.. . Bireysel olarak elde edilebilen ancak özellikle radikal örgütlerin elinde ölümcül bir özelliğe sahip olan bu cihazın
adı Fotoğraf Makinesi. 28Haziran günü Cizre’de gözaltına alınan 4 Yeni Demokrat Gençlik üyesinin üzerinde çıkan bu cihaz emniyet teşkilatını hayretlere düşürdü. Çıkarıldıklarımahkemece tutuklanan bu kişilerin haklarında açılan dava bu cihaz üzerinden yürütülecek. Gençlerin tutuklanmasının ardından bir olay da İstanbul’da yaşandı. Taksim’de gerçekleştirilen bir eyleme fotoğrafmakinesi ile ‘saldırı’ hazırlığında
olan birmuhabir deklanşöre basamadan etkisiz hale getirildi. Ancak ne var ki kişi etkisiz hale getirildiği esnada yüzlerce fotoğrafmakinesi ‘emniyet güçleri’nin üzerine doğrultuldu ve flaşlar ardı ardına patlamaya
başladı. Patlamaların ardından İstiklal Caddesi’nde şiddetli çatışmalar yaşandı. Dünya kamuoyunun dikkatle izlediği bu olay yerel ve uluslararası basına, basın özgürlüğüne saldırı olarak yansıdı.”
Tümbu bahsettiklerimiz bir yana, devletin bir fotoğrafmakinesini delil göstermesi devletin acizliğini gösteriyor. Bir hafıza kartı, bir objektif ve bir fotoğrafmakinesinin devletin korkusunu perçinlediği kesin. Yıllardır devrimci basına dönük saldırılar elbette bir cihazın varlığı değil; bu cihazın hangi gerçeğe
yöneldiği ve yöneleceğine dairdir. Gerçeklerin devrimcileştirilmesi için tümmekan ve eylemlerimesken
eyleyen başta devrimci, yurtsever basın olmak üzere devrimci demokrat fotoğrafçılar fotoğrafmakinesinin suç delili sayılmasına tepki göstererek gazetemize düşünceleri ile birlikte “fotoğrafmakinelerini de
doğrulttular”!
Fotoğrafçı Ömür Eğribel:
Fotoğraf makinesinin artık suç delili sayıldığı bir ülkede yaşamak utanç verici. Fotoğraf makinesi esasta hayatı resmeden, gerçeği bize sunan bir şeydir. Bugün fotoğrafmakinesinin delil olarak gösterilmesi var olan gerçekliği resmeden ve sunan kişilere bir saygısızlıktır. Fotoğrafmakinesiyle olmayan bir şeyi yaratmıyorsun. Var olan bir şeyi açığa çıkartıyorsun. Bu ise en demokratik bir insan hakkıdır.
Fotoğrafçı Yüksel Uygun:
Fotoğrafmakinesinin kime hizmet ettiği çok önemli. Bugün devrimcilerin elinde fotoğraf makinesinin bulunması devleti korkutmaktadır. Devrimcilerin elinde bulunan bir fotoğrafmakinesi gerçekleri halkla buluşturacak bir özelliğe sahiptir. Yeni Demokrat Gençlik üyelerinin tutuklanması ve fotoğrafmakinesinin delil olarak kullanılması hem devrimcimuhalefeti bastırmanın bir bahanesi hemde devletin gerçeklerden korktuğuna işarettir.
TGS Örgütlenme sekreteri ETHA ve ANF muhabiri Arzu Demir:
Ülkemizde gazetecilerin yaptıkları iş dolayısıyla kullandıkları cihazların suç delili olarak gösterilmesi yeni bir olay değil. Daha önce bu şekilde birçok kez devlet baskıları ile karşılaştık. Telefon görüşmeleri, notlarımız tutuklanmaya delil olarak gösterildi. Ama buna rağmen Türkiye’demuhalif, devrimci, yurtsever gazeteciler gazetecilik yapmaya devamettiler. Ben buradan tutuklanan arkadaşların kalemlerinin, fotoğrafmakinelerinin yerde kalmayacağını belirterek gazetecilik yapmaya devam edeceğimizi belirtiyorum.
DİHA Muhabiri Zuhal Atlan:
Eğer bugün arkadaşlarımız fotoğrafmakinesi taşıdıkları, röportaj yaptıkları ve halkın haber alma özgürlüğü için çalıştığı için tutuklanıyorsa hepimiz örgüt üyesiyiz. Tutuklanan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz.
JİNHA muhabiri Öykü Dilara Keskin:
Cizre’de gerçekleştirilen tutuklamaları kınıyorum. Devlet 90’lı yıllarda devrimci muhalif basını katlederken bugün ise tutuklayarak bizleri susturmak istiyor. Devletin fotoğrafmakinesini delil göstermesi gösteriyor ki, devlet devrimcimuhalif basından korkuyor ve arkadaşlarımız tutuklanıyor. Arkadaşlarımızın tutuklanmasını hukuksuz bulmakla beraber onların kalemlerinin yazamadığını bizler yazacağız.
HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü: 
Cizre’ye belediye başkanı ile röportaj gerçekleştirmek isteyen gençlerimizin tutuklanması bu ülkede artık demokrasiden bahsedemeyeceğimiz anlamına gelmektedir. Üzerinde fotoğrafmakinesi bulunduğu için gençler tutuklanıyorsa, burada ve Kürdistan’da adaletin devlet tarafından işgal edildiğini göstermektedir. Tutuklanan gençlerimizin derhal serbest bırakılması gerekmektedir. Biz bunu meclis gündemine de taşıdık ve gereken her şeyi de yapacağız.
