Geçtiğimiz yıl HDP yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne İçişleri Bakanlığı’nca kayyum atanmasının ardından, belediye binası önünde aralarında milletvekillerinin de olduğu yüzlerce kişi eylemler düzenlemişti.
20 Ağustos 2019 tarihindeki protestoya polis gaz bombaları ve tazyikli suyla saldırarak çok sayıda kişi işkenceyle gözaltına almıştı.
Yapılan saldırıları ve polis şiddetini görüntüleyen Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Ahmet Kanbal ve Mehmet Şah Oruç ile JinNews muhabiri Rojda Aydın, gazeteciler Halime Parlak ve Nurcan Aslan ile birlikte Mehmet Ete, Hamza Ete ve Mehmet Selim Şimdi gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alınanlar bir hafta tutulduktan sonra “Eylem günü neden oradaydınız?” sorusu sorularak serbest bırakılmıştı.
Mardin Cumhuriyet Savcılığı tarafından gözaltına alınan beşi gazeteci sekiz kişi hakkında “Örgüt üyesi olma” ve “Örgüt propagandası yapma” iddialarıyla başlatılan soruşturmada geçtiğimiz yıl takipsizlik kararı verilirken, Başsavcılık bu kez de “Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinde Dağılmama” iddiasıyla iddianame hazırladı.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre hazırlanan iddianame, Mardin 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İddianamede Mardin Valiliği tarafından olay günü 30 günlük “eylem ve etkinlik yasağı” kararı olduğu belirtilerek, gazeteciler ve üç isim hakkında “karayolunu araç trafiğine kapatan, yapılan müdahalelere rağmen ısrarla müdahale bölgesini terk etmeyen, mukavemet gösteren ve eylemci grup içerisinde yer alan” ifadeleri kullanıldı.
İddianamede, “kanuna aykırı olarak toplantı ve yürüyüşün gerçekleştiği” iddiasında bulunularak, “Görüntü inceleme tutanakları ve alınan ifadelerde şüphelilerin yasa dışı eylemi yapan grup içerisinde yer aldıklarının tespit edildiği ve bu şekilde haklarında kamu davasının açılmasını gerektirecek yeterli şüphe oluştuğu” ifadeleri yer aldı.
