DünyaGüncel

DÜNYA | Avrupa’dan Son Gelişmeler Üzerine

"Egemen sınıflar, işçi ve emekçilerin alınterinden gasp ettikleri vergilerle silahlanma politikasında ısrar ediyorlar. Zira işçi ve emekçilerin mustarip oldukları sorunları görmezden geliyorlar"

Öncelikle; içinde geçtiğimiz bu süreçte Avrupa coğrafyasında önemli gelişmelerin yaşandığı ve daha da yaşanacağı bir zaman dilimidir. Her geçen gün alınan yeni kararlarla ezilen kitleler baskı altına alınarak susturulmak istenmektedir.

Güvencesiz işçiliğin günbegün yükseldiği, yoksulluk ve sefaletin derinleşerek büyüdüğü bir dönemde egemen sınıfların gündeminde jeo-politik pazar rekabetleri için yeni savaş politikaları ve silahlanmanın dışında bir konu yer almamaktadır.

Rusya’nın Ukrayna’ya başlatmış olduğu işgal savaşıyla birlikte; NATO ve AB ülkeleri, devasa bütçelerle silahlanıyorlar. Aşırı silahlanma politikasında, Almanya başı çekiyor. 73 milyar Euro olan savunma bütçesine, 100 milyar Euro daha ek fon ayırarak, toplamda 173 milyar Euroluk askeri bütçe ayırdı. Şimdiye kadar, Avrupa Birliği’nin ekonomik, politik ve gelinen aşamada da askeri olarak öncülüğüne soyunan Almanya, ısrarlı bir şekilde silahlanma politikasına yönelmiş bulunuyor.

Diğer yandan günlerce kamuoyunu meşgul eden bir konu olarak, Almanya hükümeti, emperyalist Rusya’yı güçten düşürmek ve geriletmek için, geçtiğimiz günlerde, bakanlar kurulunun aldığı kararı federal meclise onaylatarak yasal duruma getirdiği tank satışını yürürlüğe koydu. Böylece Almanya ilk etapta, Ukrayna’ya 14 adet Leopard 2-A6 tankı gönderecek.

Bu karar envanterinde, Alman yapımı Leopard 2-A6 tankı olan Polonya, İspanya, Yunanistan gibi ülkelerin de tanklarını Ukrayna’ya verebileceği anlamını içeriyor.

Alman silah tekeli Krauss-Maffei-Wegmann tarafından üretilen bu tanklar, Türkiye başta olmak üzere birçok ülke tarafından satın alınmış durumdadır. Almanya ordusunun elinde ise 328 adet bulunuyor. Bununla birlikte SPD, Yeşiller ve FDP hükümeti, Almanya silah tekellerini yeniden palazlandırarak üretimi iki katına çıkarmış oluyor. Bu konuda Sosyal Demokrat Parti (SPD) Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil, ARD televizyonuna verdiği demeçte “Silah endüstrisinden beklediğim şey, üretim kapasitelerini artırmalarıdır” dedi.

Yine Almanya, eskiyen Tornado uçak filosunun yerini almak üzere her biri 200 milyon Euro maliyetle 35 adet Amerikan yapımı F-35 savaş uçağı satın almak üzere bir sözleşme imzalayarak 2027 yılında teslim alacaktır.

Ayrıca savaş makinası olan NATO’nun diğer üyesi ABD de 2023 yılı savunma bütçesinde Ukrayna’ya 37 milyar dolarlık ek destek sunuyor. Bu bakımdan, Rusya-Ukrayna savaşı daha uzun bir süre devam edecek gibi görünüyor. Tüm bu gelişmeler, emperyalist bloklar arasındaki, çelişki ve çatışmanın derinliğine işaret ediyor. Bununla birlikte, silah tekellerini de palazlandırıyorlar.

Sokaklar ısınacak!

Emperyalistler, kâr ve sömürü emellerini gerçekleştirmek için her türlü zorbalığa başvuruyorlar. Diğer yandan güvencesiz işçiliğin günbegün yükseldiği, yoksulluk ve sefaletin derinleşerek büyüdüğü bir dönemde tüm bunlara yeni sorunlar eklenmeye devam ediyor. Örneğin Ford araba sanayisi, daha ucuz iş gücü için ürün geliştirme ana bölümünü Meksika’ya taşımak istiyor. Bu nedenle Köln’de ürün geliştirme alanında çalışan 3.800 işçiden 2.500’ünü işten çıkaracağını belirtmiş bulunuyor.

Federal hükümet temsilcileri, savaş ve silahlanma konusunda her gün yeni demeçler verirken, işten çıkarılacak Ford işçileri için hiçbir güvence sunmuyorlar. Yine Fransa’da yeni çıkacak olan “mezarda emeklilik” yasasına karşı işçi grevleri günlerdir devam ediyor. Ayrıca İngiltere’de birkaç haftadır sağlık çalışanlarının grevleri devam ediyor.

Sonuç olarak, egemen sınıflar, işçi ve emekçilerin alınterinden gasp ettikleri vergilerle silahlanma politikasında ısrar ediyorlar. Zira işçi ve emekçilerin mustarip oldukları sorunları görmezden geliyorlar. Keza savaşa politikalarına harcanan milyarlarca euro yine emekçilerin sırtına yüklenecektir. Tüm bu gelişmelerle birlikte önümüzdeki aylarda kitle hareketleri sokakları dolduracaktır. Bizler de işçi ve emekçilerin yanında yer alarak, ezilen kitlelerin sorunları için sokak mücadelesinin içinde yerimizi almalıyız. Aynı zamanda emperyalistlerin aşırı silahlanma politikasını da teşhir etmeliyiz. Kitlelerin sesine soluk olmalıyız.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu