GüncelKadın

DİSK Kadın Komisyonu’dan 8 Mart bildirgesi

Beşiktaş'ta 8 Mart bildirgesini açıklayan DİSK Kadın Komisyonu, toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle afet, ekonomik kriz, pandemi gibi süreçlerin faturasının kadınlara kesildiğini vurguladı

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Kadın Komisyonu, Beşiktaş İskele Meydanında düzenlediği basın açıklamasıyla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bildirgesini duyurdu. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun da katıldığı eylemde, “Ayaktayız, dayanışmayla değiştireceğiz” pankartı ve dövizleri açıldı.

İlk sözü alan Çerkezoğlu, bu 8 Mart’ı ekonomik kriz ve deprem felaketinin gölgesinde geçirdiklerini kaydetti. 8 Mart’ın 8 saatlik iş günü için mücadele eden ve bedel ödeyen dokuma işçisi kadınların selamlandığı bir gün olduğunu hatırlatan Çerkezoğlu, bir yandan da kadın cinayetlerinde, kadın mücadelesinde kaybedilen tüm kadınları andıklarını, bu mücadelelerle elde edilen haklara sahip çıkma, dayanışma ve mücadeleyi büyütme sözünü yinelediklerini dile getirdi.

Kadınlar olarak toplumsal hayatın bütününde eşitsizlikler yaşadıklarını ifade eden Çerkezoğlu, ekonomik kriz, pandemi, deprem felaketi gibi süreçlerin faturasını da kadınların en ağır biçimde ödediğini vurguladı. Pandemi döneminde kadınların eve kapandığını, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın arttığını, kadınların istihdam çekildiğini hatırlatan Çerkezoğlu, şimdi ise deprem bölgesinde benzer bir tabloyla karşı karşıya olduklarını söyledi.

Bu nedenle kadınların çalışma hayatının önündeki engellerin kaldırılması, kadınların erkeklerle eşit ücret ve koşullarda çalışması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin çalışma hayatı ve toplumsal yaşamın tüm hücrelerinden silinmesi için mücadeleye devam edeceklerinin altını çizen Çerkezoğlu, “Kadınlar olarak eşitlik için, özgürlük için, adalet için, barış ve kardeşlik için, kadın dayanışmasıyla yan yana, omuz omuza mücadeleyi büyütmek için bugün bu 8 Mart’ta bir kez daha alanlardayız” dedi.

Komisyon adına basın açıklamasını okuyan DİSK’e bağlı Genel-İş sendikası üyesi Zuhal Kaynak, bu yıl 8 Mart’ı büyük bir ekonomik, sosyal, siyasal kriz ve herkesi derinden sarsan depremle karşıladıklarını belirtti.

Depremin tıpkı pandemi dönemindeki gibi kadınları daha fazla etkilendiğine işaret eden Kaynak, depremin fiziksel ve psikolojik yükünün kadınların omzuna bırakıldığını dile getirdi. Depremin hükümetin rantçı politikaları ve organizasyonsuzluğuyla felakete dönüştüğünü belirten Kaynak, kadınlar başta olmak üzere tüm halkın temel ihtiyaçlarının aradan geçen bir ayda hala giderilemediğine dikkat çekti.

“Siyasi iktidar salgında olduğu gibi deprem felaketinde de toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik kadınları koruma ve destekleme mekanizmalarını hayata geçirmemiştir. Depremden etkilenen vatandaşları ve kadınları depremin yıkıcı sonuçlarıyla baş başa bırakmıştır” diyen Kaynak, kadınlara ve kız çocuklarına dönelik sosyal politikaların bölgedeki yaraların sarılmasında öncelik olması gerektiğine işaret etti.

Türkiye’de kadınların geçmişten bugüne her türlü eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı başta çalışma hayatında, iş yerlerinde, sokakta ve yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele ettiğinin altını çizen Kaynak, “Bugün depremin açtığı yaraları sarmak için de ülkenin dört bir yanında kadınlar ekonomik kriz ve depremin getirmiş olduğu eşitsizlikleri, yoksunlukları, acıları gidermek için dayanışmayı ilmek ilmek örüyor. Kadın mücadelesi yaşamın her alanında değiştirmeye ve dönüştürmeye devam ediyor” dedi.

İran ve Afganistan’da direnen kadınları da selamlayan Kaynak, “Bizler erkek egemenliğine, eşitsizliklere, ayrımcılığa, şiddete ve tacize, nefret söylemine, karar mekanizmalarından dışlanmaya ve yok sayılmaya karşı mücadeleyi yükselteceğiz. Eşit, özgür, laik ve demokratik bir yaşamı, dayanışma ve mücadeleyle hep birlikte kuracağız” ifadelerini kullandı.

Kaynak, taleplerini şöyle sıraladı:

🔹Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, güvenceli ve insan onuruna yaraşır işler yaratılmalıdır. Depremden etkilenen kadınların istihdama katılmaları için özel önlemler alınmalıdır. Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek-güvencesiz ve kayıt dışı çalıştırmaya son verilmeli, güvenceli iş, güvenli yaşam koşulları sağlanmalıdır.
🔹Kadınların istihdama katılımının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bakım ve ev işi yükünü alacak ücretsiz, nitelikli kreş ve yaşlı bakım evleri yaygınlaştırılmalı, erkek işçiler de kreş imkanlarından faydalanmalıdır. Bu talepler deprem bölgesinde de hızla hayata geçirilmelidir.
🔹Barınma en temel haktır. Deprem bölgesinde hızla kadınlara güvenli barınma imkânı sağlanmalıdır. Kadınlar ve kız çocukları için güvenli yaşam alanları oluşturulmalıdır. Deprem sonrası artacak olan şiddet, taciz ve istismara karşı özel önlemler alınmalıdır.
🔹Kadın ve kız çocuklarının temel ihtiyaçlarından olan hijyen kiti, mama ve bez vb. ürünlerin ücretsiz, düzenli ve sürekli bir şekilde deprem bölgesine ulaşması organize edilmelidir.
🔹İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
🔹ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalıdır.
🔹Toplumsal cinsiyet eşitliği, çalışma yaşamı başta olmak üzere yaşamın her alanında hayata geçirilmeli, kadınların karar mekanizmalarında yer almasını sağlayacak politikalar uygulanmalıdır.
🔹Kamu hizmetleri başta kadınlar ve kız çocukları olmak üzere, eşitsiz ve korunması gereken gruplar için yeniden organize edilmelidir.

Eylem boyunca, “Yaşasın kadın dayanışması”, “İnadına sendika, inadına DİSK”, “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganları atıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu