Güncel

Batman, Şırnak ve İzmir’de gözaltında kaybettirilen ve katledilenlerin failleri soruldu

İHD ve kayıp yakınları, gözaltında kaybettirilen ve katledilen İsmail Bahçeci, İsa Soysal, İbrahim Demir ve Agit Akipa'nın akıbetini sordu. 

İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Batman, Şırnak ve İzmir şubeleri ve kayıp yakınları, her hafta “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle düzenledikleri eylemlerini sürdürdü. İHD ve kayıp yakınları, kaybedilenlerin akıbetini sormaya ve katledilenlerin faillerinin cezalandırılması için mücadele etmeye devam edecekleri vurguladı.

Batman

İHD ve kayıp yakınları, 611’inci haftada Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Eyleme kayıp yakınları, insan hakları savunucuları, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Êlih Barosu, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticileri katıldı.

Bu haftaki eylemde 24 Aralık 1994 tarihinde İstanbul Aksaray’da gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan İsmail Bahçeci’nin akıbeti soruldu. Kayıp Bahçeci’nin hikâyesini İHD Şube Yöneticisi Rezan Baytar okudu.

Bahçeci’nin hikâyesi şöyle:  “Bahçeci, Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğrenci olup aynı zamanda Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu Başkanı’ydı. 24 Aralık 1994 yılında İsmail’in Aksaray’da gözaltına alındığını arkadaşları aileyi arayarak, bilgilendirir. İsmail, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülmüş. Kardeşleri Şehmus ile Uğur birkaç parça eşya ile biraz para alıp Emniyet Müdürlüğü’ne gider. Görevliler; ‘böyle birisi bizde yok, biz bu isimde birini gözaltına almadık’ derler.

Fatma ve Şehmus Bahçeci, oğullarını her yerde aradı, devletin her kademesine başvurdu. Başbakan Tansu Çiller ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel randevu taleplerini kabul etmedi. Görüştükleri İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu, onlara İsmail’in işkence ile öldürülüp bir çukura atılmış olabileceğini söyledi. Aile daha sonra Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’na gitti. Dönemin İçişleri Bakanı, Fatma Anneye ‘sen dua et, oğlun polislerin elinde olsun. Ben araştırma yapar sana haber veririm’ der. Fatma Anne, telefonunu ve adresini bıraktı. Ama onlardan da hiçbir yanıt gelmedi. İsmail’in gözaltına alındığı inkâr edilince arkadaşları, İnsan Hakları Derneği ve Af Örgütünün, düzenlediği kampanyalarla konuyu ülke ve dünya kamuoyuna taşısa da 29 yıldır etkin soruşturma yapılmadı. İsmail Bahçeci dosyası adliyenin tozlu raflarına terk edildi.”

Açıklama oturma eylemi ile son buldu.

Şırnak

İHD ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” şiarıyla Silopi ilçesindeki Engelsiz Yaşam Parkı’nda açıklama yaptı. Açıklamaya, DEM Parti Şırnak Milletvekili Zeki İrmez, Silopi İlçe Örgütü, Barış Anneleri, Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri ile çok sayıda kişi katıldı.

“Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartının açıldığı açıklamada, İHD Şirnex Şube Eşbaşkanı Esin Yılmaz basın metnini okudu. Yılmaz, 1988 yılında Silopiya ilçesine bağlı Bozalan köyünün Karox mezrasında gözaltına alındıktan sonra kaybedilen İsa Soysal’ın akıbetini sordu.

Yılmaz, Soysal’ın hikayesini okudu: “Evli ve üç çocuk babası İsa Soysal, evine gelen sivil giyimli kişiler tarafından zorla götürüldü ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Eve gelen kimliği bilinmeyen sivil iki kişi, ‘Seninle işimiz var, Diyarbakır’a gideceğiz’ dedi. O günden sonra Soysal’dan bir daha haber alamayan ailesi, 10 gün kadar bekledikten sonra, Cizre İlçe Jandarma Komutanlığı’na giderek İsa’nın kayıp olduğunu, orada olup olmadığını sorar, ancak olumsuz cevap alır.

Soysal’ın yakınları döneme hâkim olan korku atmosferi nedeniyle 2009 yılına kadar resmi bir şikâyette bulunamadı. 2008 yılında gazeteci Faruk Arslan’ın kaleme aldığı ‘Karakutu: Ergenekon’un Karanlık İsmi Tuncay Güney’ isimli bir kitapta JİTEM tarafından öldürülen birçok kişinin Silopi Botaş Askeri Tesislerine gömülmüş olduğu beyanı yer alıyordu. Bunun üzerine Silopi Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve bahsi geçen yerlerde kazı yapılmasını talep edildi.  Yapılan kazıda kemik ve giysi parçalarına ulaşıldı ancak İsa Soysal’a ait herhangi bir bilgiye ulaşamadı. İsa Soysal o tarihten beri hala kayıp.”

Yapılan açıklamadan sonra kayıp yakınları Soysal ile diğer tüm kayıp ve faili meçhuller için oturma eylemi gerçekleştirdi.

Açıklama, oturma eyleminin ardından sona erdi.

İzmir

İHD İzmir Şubesi, 2 hafta bir düzenlediği “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemini Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. Eylemde, “Kayıplar vicdandır sahip çık” ve “Failler belli kayıplar nerede” pankartları açıldı. Bu hafta yapılan açıklamada, Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Çukurlu köyünde gözaltına alındıktan sonra katledilen İbrahim Demir (36) ve Agit Akipa’nın (39) hikayesi okundu. Açıklamanın Kürtçe’sini İHD İzmir Şube Eşbaşkanı Zilan Gümüş, Türkçesini İHD İzmir Şube Yöneticisi Bahadır Altan okudu.

Altan, 12 Aralık 1991 yılında İbrahim Demir ve Agit Akipa’nın Dargeçit Anıtlı Tabur Komutanlığı’na bağlı Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı ve askerleri tarafından gözaltına alındığını hatırlatarak, “Jandarma karakoluna giden ailelere, Karakol Komutanı ‘Onları hiç görmedik’ dedi. Bir asker gizlice aileleri ‘mağaralara gidin’ diye yönlendirdi. Aileler köylülerle birlikte askerin işaret ettiği bölgeyi karış karış araması üzerine 13 Aralık 1991’de girişi taşla örülerek kapatılmış bir mağarada, kayıpların işkence görmüş, gözleri ve elleri bağlanmış haldeki cansız bedenlerine ulaşıldı” dedi.

Olay hakkında başlatılan soruşturmada İdil Cumhuriyet Başsavcılığı Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı Üsteğmen ve ilgili er ve erbaşların “öldürme” suçundan şüpheli olduğuna kanaat getirildiğini vurgulayan Altan, bunun üzerine 18 Aralık 1991 tarihinde soruşturma açma izni almak için dosyayı Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu’na gönderildiğini ifade etti. Altan, “Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu 20 Mayıs 1992 tarihinde ‘men’i muhakeme’ kararı verdi. 2011 yılında aileler, avukatları Tahir Elçi aracılığıyla İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’na tekrar başvuruda bulundu. Yeni bir soruşturma başlatan Savcılık dosyaya ulaşmak için ilgili kurumlara başvurdu. Ancak bütün kurumlar arşivlerinde herhangi bir dosya, bilgi veya belgeye rastlamadıklarını bildirdi. Bunun üzerine İdil Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı kaybeden Dargeçit Kaymakamlığı görevlileri hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’tan soruşturma başlattı fakat yürütülen soruşturmalardan bir sonuç alınmadı. Sonuçta dosya zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı” diye konuştu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu