Cumartesi Anneleri 776. Hafta eylemi, 77 haftalık Galatasaray Meydanı yasaklamasından dolayı, İnsan Hakları Derneği(İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu Çukurluçeşme Sokak’ta yapıldı. Eylem öncesi ve eylem sırasında sokak çevresi polis ablukası altına alınırken eylem sırasında kar yağışı vardı.
Buna rağmen anneler, kayıp yakınları ve destek verenler eyleme yoğun katılım gösterdiler. Eyleme HDP milletvekilleri Musa Piroğlu, Oya Ersoy ve CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı. Eylemde ilk olarak basın açıklaması okundu. Açıklamayı okuyan kayıp yakını Maside Ocak, devletin başta gözaltında kaybetme olmak üzere antidemokratik fonksiyonlarla hareket ettiğini belirterek şunları söyledi:
“Biz 776 haftadır Türkiye’deki antidemokratik rejimi ifşa ediyor “Yaşam, adalet ve özgürlük haklarına saygı gösterilecek bir ülkede yaşamak her vatandaşın hakkıdır, bu hakları savunmak hepimizin sorumluluğudur.” diyerek buluşuyoruz. 776 haftadır ısrarla söylüyoruz: insan haklarının etkili bir biçimde korunduğu bir sistem oluşturulmadan, yurttaş olarak yaptığımız hukuki girişimlerin adalet temelinde sonuçlandırılması sağlanmadan, bu topraklar demokrasiden ve insan haklarından hep uzak olacaktır.”
“Sevdiğime ait mezar yerine ulaşmak istiyorum”
Ardından bu hafta akıbeti sorulan Maksut Tepeli hakkında bilgi veren Ocak, Tepeli ailesinin 36 yıldır adalet mücadelesi verdiğini hatırlattı. Ocak son olarak Galatasaray Meydanı yasağına karşı mücadele edeceklerini vurgulayarak açıklamasını sonlandırdı
Maksut Tepeli’nin eşi Şehriban Tepeli sağlık sorunları nedeniyle eyleme katılamadı. Tepeli’nin gönderdiği mektubu Cumartesi insanlarından Sebla Arcan okudu. Tepeli, 36 yıldır eşinin gözaltına alındığının önce inkar edildiğini sonra ise yaralı halde gözaltına alındığının ve işkenceden geçirildiğinin ortaya çıktığını aktardı. Galatasaray Meydanı’na yönelik yasaklar ile ilgili “Yasımızı paylaştığımız alana bırakılmamak, engellenmek ne insanlığa ne de vicdana sığıyor” ifadelerini kullanan Tepeli, şunları söyledi:
“36 yıldır eşimle ilgili sorduğum hiçbir soruya cevap alamadım. Eşim gözaltına alındığında 2,5 yaşında olan kızımın sorduğu sorulara cevap veremedim. Şimdi torunlarımın soruyor aynı soruları. Sevdiğime, eşime ait mezar yerine ulaşmak istiyorum artık. Çocuğuma söyleyemediğim, ‘burası bizim mezarımız’ sözünü torunlarıma söylemek istiyorum. Mahkeme tutanaklarında Maksut’a işkence yapanlar biliniyor. Bir insan öldürmek bu kadar kolay olmamalı. Yargılanıp cezalandırılsınlar artık. Ömür boyu bu yasla, bu adaletsizlikle yaşamak istemiyorum. Sorumlu olan herkes artık yargılanarak hesap vermeli.”
